notice
by About Solutions
12 Temmuz 2011 | Kategoriler: Sevdiğim Yazılar | Etiketler:

Kanuni ölüp de İkinci Selim tahta geçince ünlü şair Baki ona bir kaside yazar ve şiirin bir beytinde onun işrete düşkünlüğünü ima ile şöyle der:Müselles gösterir dâim temâşâ eylesen eldeMeğer kim pâre-i elmâsdır câm-ı dırahşânı

Demek olur ki, “Elindeki parlak kadehi herhalde elmastan yontulmuş olmalı ki bakılınca elde daima müselles gösteriyor.” Devamını oku…

10 Temmuz 2011 | Kategoriler: Blog | Etiketler:

Sultan & Ali
Tüm dostlarım düğünümüze davetlisiniz…
23-24 Temmuz 2011

Kına; 23 Temmuz Cumartesi | 1001 Evler Mah. Salı Pazarı, 20:30
Gelin Alma; 24 Temmuz Cumartesi | Gülistan Mah. Topraksu İşçievleri 1. Blok K:3 D:6, 14:00

21 Haziran 2011 | Kategoriler: Blog | Etiketler:

Âşık inkar etse ne çıkar, gerçek şahitler var:
Yaşa batık gözler, sararmış yüz, zayıf ten ve göz çukurları..

4 Haziran 2011 | Kategoriler: Blog | Etiketler: ,

2011 Seviye Belirleme Sınavı (SBS) 7.Sınıf Soruları ve Cevapları


7. Sınıf A Kitapçığı

7. Sınıf B Kitapçığı

2011 Seviye Belirleme Sınavı (SBS) 8.Sınıf Soruları ve Cevapları

8. Sınıf A Kitapçığı

8. Sınıf B Kitapçığı

2 Haziran 2011 | Kategoriler: Blog | Etiketler:

2-3 Haziran 2011 ? 1 Recep 1432

Allah’ın, rahmetiyle kulları için seçtiği bereket, mağfiret,
fazilet ve ibadet ayları olan
şuhûr-u selâse geliyor. Hayırlı, mübarek olsun efendim!

“Sen Receb-i Şerif’in ilk gecesinden gâfil olma ki,melekler o geceye Regaib gecesi demişlerdir.
Zira o gece, gecenin üçte biri geçtikten sonra göklerde ve yerde bir melek kalmaz,
hepsi Kâbe-i Muazzama ve etrafında toplanırlar.
Onların bu toplanmalarına muttali’ olan Allah-u Teala, onlara hitaben:
“Ey meleklerim dilediğinizi benden isteyiniz” buyurur.
Onlar; “Ya Rabbi, dilediğimiz Receb ayında oruç tutanlara mağfiret etmendir”
diyerek istediklerini Cenab-ı Hakk’a arz ederler.
Allah-u Tealâ: “Ben Receb ayında oruç tutanlara mağfiret ettim.” buyurur.” (Hadis-i Şerif)

Mübarek Regaib Kandili?nin mağfiretimize vesile olması duasıyla,
geceniz mübarek olsun

21 Ocak 2011 | Kategoriler: Sevdiğim Yazılar | Etiketler:

Genç kuşakları ihmâl edip nefsâniliğin karanlık lâbirentlerinde yapayalnız bırakanlar, onların her gün biraz daha azmanlaşmalarına seyirci kalanlar.. bir gün mutlaka, ettiklerine nâdim olup ağlayacaklardır!.

Devamını oku…

20 Aralık 2010 | Kategoriler: Blog | Etiketler:

Mehmet Âkif Ersoy, (d. Mehmet Ragif, 20 Aralık 1873, İstanbul – ö. 27 Aralık 1936, İstanbul), Arnavut asıllı Türk[1] olan Cumhuriyet Dönemi şairi, düşünür, veteriner, öğretmen, vaiz, hafız, Kur’an mütercimi,yüzücü, milletvekili.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal marşı olan İstiklâl Marşı’nın güftekârıdır. “Vatan şairi” ve “milli şair” unvanları ile anılır. Çanakkale Destanı, Bülbül en önemli eserlerindendir. II. Meşrutiyet döneminden itibaren Sırat-ı Müstakim (daha sonraki adıyla Sebil’ür-Reşad ) dergisinin başyazarlığını yapmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında milletvekili olarak 1. TBMM?de yer almış, İstiklal Madalyası sahibi bir vatanseverdir. Mehmet Âkif, son yıllarını Mısır?da Türkçe dersleri vererek ve Kur?an?ın Türkçeye çevrilmesi konuları ile uğraşarak geçirdi. Çevirdiği nüshayı yaktığı söylenir.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Mehmet_%C3%82kif_Ersoy

Google Mehmet Akif Ersoy Logosu

Google Mehmet Akif Ersoy Logosu

18 Aralık 2010 | Kategoriler: Blog | Etiketler:

Yusuf baştan aşağı iffet olduktan sonra… Züleyha baştan aşaği afet olsa ne yazar…! (N.F.K) –

6 Aralık 2010 | Kategoriler: Sevdiğim Yazılar | Etiketler:

Gül, gül ki gül yüzünde binlerce güller açsın
Gül bahçesi gül yüzünden sevgi topla demet demet
Sevgide güller açsın, güller sevgi dağıtsın
Sevgiyle bakıyor gül gibi görüyorsan sen bahtiyarsın..

Muhsin Yazıcıoğlu

6 Aralık 2010 | Kategoriler: Sevdiğim Yazılar | Etiketler:

Darbe günlüklerini yayınladığı için anasından emdiği süt burnundan getirilen Nokta Dergisi henüz kapanmamıştı o dönem.

Yayınladığı bir dosya nedeniyle bir yayın organının kapısına kilit vurulmasına rağmen, bugünün hem dayak atıp, hem bağıran cengaverleri için henüz ‘baskı’ dönemi de başlamamıştı henüz. Gerçi bizim için şaşırtıcı değildi, zira kocaman gazete binaları, şehrin göbeğinde bomba ile yerle bir ediliyordu da, yine kimsenin ağzını bıçak açmıyordu o dönemlerde.

Devamını oku…