notice
by About Solutions
1 Aralık 2010 | Kategoriler: Wordpress | Etiketler:

WordPress 3.0.2 sürümü çıkmış! Lütfen güncelleyin.

23 Kasım 2010 | Kategoriler: Blog | Etiketler:

Tüm Öğretmnlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlu olsun..

Tüm Öğretmnlerin 24 Kasım Öğretmenler günü Kutlu olsun..

Tüm Öğretmnlerin 24 Kasım Öğretmenler günü Kutlu olsun..

10 Kasım 2010 | Kategoriler: Google | Etiketler:

Google Ulu Önder Atatürk’ü giriş sayfasında Gül bırakarak andı.

7 Kasım 2010 | Kategoriler: Blog | Etiketler:

Zaman Gazetesinin internet sitesi olan http://zaman.com.tr yenilenmiş. Çok da güzel olmuş..

28 Ekim 2010 | Kategoriler: Blog | Etiketler:
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

Gooooooogle amcanın29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için  Özel logosu Türkiye için tasarlanmış

16 Ekim 2010 | Kategoriler: Sevdiğim Yazılar | Etiketler:

Heyula

“Muhalif’ sıfatının kendine çok yakıştığını düşünen medya, iktidar ile yaptığı mücadelede rasyonel argüman bulamadığı için, tuhaf bir ‘korku kültürü’ üreterek onun üzerinden muhalif rolü oynamaktan pek hazzediyor.

Yakın geçmişe kadar, varlığını iktidar imkânları ve yönetim erklerinin tanıdığı iltimaslar ile varlıklarını sürdürmeyi başaran bahsi geçen yapının, geçmişini deşmek, günah galerilerine dalmak gibi bir niyetim yok. Yoksa geçen gün ekrandaki kız öğrencinin dediği gibi ‘kimin ruhunu hangi pahaya sattığını’ aşağı yukarı biliyoruz!
Devamını oku…

12 Ekim 2010 | Kategoriler: Sevdiğim Yazılar | Etiketler:


Gönül yıkmanın Kâbe’yi bin kez yıkmaktan daha kötü olduğunu bilir gönül erleri. İncitmemek ve incinmemek işin esası.
İncinsen de affedebilmek? Ama illaki incitmemek. Osman Hulûsi Efendi’nin Divân’ındaki şu nasihati bir çok şeyi anlatmaya kafidir:

Sakın nefsine uyup bir cân incitmeyesin
Hüsn ü edebi koyup, bir cân incitmeyesin

El ile döğseler de dil ile söğseler de
Bin kez incitseler de bir cân incitmeyesin

Hepsi kardeşlerindir yolda yoldaşlarındır
Hâlde hâldaşlarındır bir cân incitmeyesin

Beyhûde cânın sıkıp insanlığından çıkıp
Dil Ka?besini yıkıp bir cân incitmeyesin

Öyleyse, nefsimize uymamaya, edebimizi muhafaza etmeye, canımız sıkılsa da insanlığımızdan çıkmamaya, kimseyi incitmemeye söz verelim. Bizi dövseler de sövseler de bin kez incitseler de incitmemeye söz verelim.

Gönüller almaya geldiğimizi her halimizle haykıralım.

Sevelim ve sevilelim?

11 Ekim 2010 | Kategoriler: Sevdiğim Yazılar | Etiketler:

PROF. Üstün DÖKMEN “Yere düsen ekmegin üstüne basan insan görmedim ama yere düse…n insani tekmeleyen çok kisi gördüm” diyor… Saygili olmaktaki kusurlarimizi söyle anlatiyor:

– Birbirimize saygili olma konusunda 3 tip temel hatamiz var…

Avrupa’da yasayan vatandasimiz, orada yerlere çöp atmiyor ama Kapikule’den girer girmez yerlere tükürmeye, çöp atmaya basliyor. Niye burada böyle yapiyorsun diye soruldugunda, herkes böyle yapiyor diyor. Kendi fikri olmayan insanin duruma göre hareket etmesidir bu.

Ikinci hatamiz, adama göre davranmamiz. Karsimizdaki adam iri yariysa, ‘Buyur Abi’, diyoruz, ufak tefekse, ‘Ne var lan!’ diyoruz. Oysa ki, insanlarin onuru birbirine esittir.

Üçüncü hata, keyfimize göre davranmak. Keyfimiz yerindeyse eve girerken ‘Merhaba millet’ diyoruz, degilse surat asiyoruz. Oysa keyfimiz yerinde olsun olmasin insanlara saygili davranmak zorundayiz.

Diyorum ki, yerdeki ekmege saygili olma konusunda ülkemde mutabakat var, kimse basamaz, ayagiyla dürtüklemez ya da öper, koyar bir kenara.

Ekmek nimettir kabul, peki insan nimet degil mi?

27 Eylül 2010 | Kategoriler: Sevdiğim Yazılar | Etiketler:

*Bir eşi olmalı insanın.*
*Rüzgar onun kokusunu getirmeli, yağmur onun sesini.*
*Akşam onu görecek diye pırpır etmeli yüreği, ayakları birbirine dolaşmalı
heyecandan eve dönerken.*
*Cennetten köşe almışcasına sevdiği, sakındığı, bakmaya kıyamadığı…*
*Her bir hücresinden aşkın fışkırdığı, çölde okyanusu yaşadığı bir eşi
olmalı insanın.*
*Ben seni ölene dek seveceğim boş laf;*
*Ben seni sevdikçe ölmeyeceğim.*

7 Eylül 2010 | Kategoriler: Şiirler | Etiketler:

Ağıt

Göz gamın ne olduğunu bilseydi,
gökyüzü bu ayrılığı çekseydi,
padişah bu acıyı duysaydı;
göz gece demez gündüz demez ağlardı,
gökler yıldızlara, güneşle, ayla
gece demez gündüz demez ağlardı.
padişah bakardı ününe,
tacına, tahtına, tolgasına, kemerine,
gece demez gündüz demez ağlardı.

Gül bahçesi güzün geleceğini duysaydı,
uçan kuş avlanacağını bilseydi,
gerdek gecesi bu özlemi görseydi;
gül bahçesi hem güle hem dala ağlardı,
uçan kuş uçmaktan vazgeçer ağlardı,
gerdek gecesi öpüşmeye, sarılmaya ağlardı.

Zaloğlu bu zülmü görseydi,
ecel bu çığlığı duysaydı,
cellâdın yüreği olsaydı;
Zaloğlu savaşa, yiğitliğe ağlardı,
ecel bakardı kendine ağlardı,
cellât, yüreği taş olsa, ağlardı.

Kumru, başına geleceği duysaydı,
tabut, içine gireni bilseydi,
hayvanlarda bir parça akıl olsaydı;
kumru selviden ayrılır ağlardı,
tabut omuzda giderken ağlardı
öküzler, beygirler, kediler ağlardı.

Ölüm acılarını gördü tatlı can,
koyuldu işte böyle ağlamaya.
Olanlar oldu, gitti dostum benim.
şu dünya bir altüst olsa, aülasa yeri var.
öylesine topraklar altında kalmışım.

Ağıt – Mevlana Celaleddin Rumi